Bebekler büyürken yakınındaki büyüklerinin konuşma şekillerini, ses tonlamalarını, kelime seçimlerini, kelime anlamlarını ve dil kalıplarını kopyalarlar. Büyüdükçe bazılarını sorgulayıp, değiştirirler; ancak pek çoğu zihin programlarında kalarak, uzun yıllar onları yönetir. Maalesef bazen bir ömür boyu. Bunlardan en önemlisi kişinin davranışını ve hastalıklarını kimlik boyutuna taşımasıdır. Davranış boyutunu başka bir yazımda ele alacağım, bu yazımda hastalık konusuna değinmek istiyorum.
Günümüzde en yaygın hastalıklardan birisi KANSER, neredeyse her ailede bir kanser hastası var. Bu hastalığı taşıyan kişilerle karşılaştığımda onlara şunu soruyorum: "Bu durumda, siz kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz, neyiniz var?" Aldığım cevap ise hep aynı: "KANSERiM". Ve bunu günlük hayatlarında o kadar çok tekrarlıyorlar ki farkında olmadan bilinçaltına çok olumsuz mesajlar yolluyorlar. Ben kanserim, ben ülserim, ben saç kıranım ya da ben şeker hastasıyım, ben kalp hastasıyım…
Hastalık, bu gibi söylemlerle hastalık boyutundan kimlik boyutuna taşınıyor. Durum kalıcı olarak, bilinçaltında sanki iyi bir şeymiş gibi çapalanıyor. Bilinçaltı bu durumu kabul ettiğinde, hastalığı desteklemek için elinden geleni yapıyor. Daha önceki yazılarımda da bahsetmiştim, bilinçaltı saf bir çocuk gibidir, iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı ayırt edemez; bilincin istediğini sorgulamadan doğru olarak kabul eder.
"Ben kanserim" dediğinizde, "ben domatesim" gibi bir şey oluyor. Siz domates olabilir misiniz? Siz Ayşe'siniz, Ahmet'siniz, sizi siz yapan bir insan kimliğiniz var. Siz KANSER olamazsınız. Ama çok ısrar ederseniz bilinçaltınız, kendinize yüklediğiniz anlamı bir şekilde yakınınızda tutacaktır. Peki, ne denmeli böyle bir durumda? "Bende kanserli bir hücre vardı, temizlendi, alındı gitti, bitti!" Düşünsenize, "ben ülserim" dediğinizde, sizin tüm hücre yapınızın, şekliniz şemalinizin değişmesi gerek. Bir ülser, bir kanser neye benzer, ne şekildedir, nasıl bir yapıdadır, resmi nedir biliyor musunuz? Ama "ben …" dediğinizde kendi görüntünüzü, kendi kimliğinizi her ne ise hastalık "o" yapmış oluyorsunuz. Kendinizi o hastalığın sözlük anlamına koymuş oluyorsunuz. Sürekli tekrarlanan bu tip düşünceler beyninizde SiZ = Hastalığınız oluyor.
Biraz olumlu düşünürseniz hastalığınızı tanımlayacak ve sizde geçici olarak bulunduğunu ima edecek dil kalıplarını bulursunuz; bilinçaltınıza olumlu telkinler yollarsınız. Bağırsakları yavaş çalışan insanların hemen hemen hepsi KABIZIM der. Kabızlık artık onların ayrılmaz parçasıdır. Böyle söylediğinizde kimliğiniz, siz her şeyinizle kabız oluyorsunuz ama bu doğru değil. Yanlış telkin hastalığı bedeninize çapalıyor ve zamanla o hastalığa dönüşüyorsunuz.
Evet, siz veya bir yakınınız farkında olmadan kendisine zarar veren böyle yanlış telkinlerde bulunuyorsa hemen kâğıt kalemi eline alın ve olumlu cümleleri yazın. Yazdığınız kâğıdı görebileceğiniz birkaç yere kopyalayın ve her gün yeni telkininizi tekrarlayarak bilinçaltınıza gerçekten işinize yarayacak mesajlar yollayın.
Sağlıkla ve sevgiyle ilerleyin, HEPiMiZ SAĞLIKLI VE MUTLU OLMAYI HAK EDiYORUZ 🙂
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu