İnsanı diğer canlılardan ayıran en büyük özelliği, hepinizin bildiği gibi, düşünce sisteminin olmasıdır. Peki, bu iyi midir kötü müdür? Bana göre cevap insanın bunu nasıl kullandığına göre değişir. Bunun için de iki alan bakmakta fayda var. Birincisi ne kadar yeni düşünce üretebiliyoruz, ikincisi de düşünce sistemimizde geçmişi, geleceği ve şimdiyi nasıl kullanıyoruz? Yeni düşünce üretebilmek bir sonraki yazımın konusu olacak. (bu konuda hali hazırda yazmış olduğum pek çok yazı da var; web sitemde ve milliyet.com.tr deki Sokratik Yaşam adlı köşemde bulabilirsiniz ) Evet, bu yazımda geçmişi, geleceği ve şimdiyi nasıl kullanıyoruz biraz onlara bakalım.
Gün boyunca zihninizi gözlemlerseniz geçmişte ve gelecekte ne kadar çok yaşadığınızı fark edersiniz. Hatta çoktan bunu fark ettiniz bile 🙂 Peki, yaklaşık 16 saat uyanık kaldığınız zaman diliminin kaç saati zihniniz şimdiyi yaşıyor hiç hesapladınız mı? Bir, iki, üç, beş? Beş saat tamamen şimdide yaşayabiliyorsanız şanslı olanlardansınız 🙂 ama yeterli değil.
Geçmişi düşünmenin zararı nedir? Birincisi anı kaçırmak, ikincisi de geçmişi gereksiz yere sağdan sola, soldan sağa, aşağıdan yukarı biraz da çaprazdan durmadan evire çevire düşünerek bir zaman kaybı yaratmak ve ilerlemeyi engellemek. Hele bir de olumsuz senaryolarla doluysa bu düşünceler, durum iyice vahim. Kısaca sevmediğiniz bir filmi tekrar tekrar seyretmekte ısrar etmek gibi bir şey bu.
Gelecekle ilgili düşünceler ise pek çok veya bir iki varsayımı ele alarak yeni filmler üretme çabasıdır. Hele bunlar irrasyonel senaryolar ya da endişe saçan filmlerse yine boşu boşuna kaçırdık şimdinin farkındalığını. Oysa geçmişi ve geleceği düşünebilen tek canlı olarak bu bir hediye olmalıydı 🙂 Peki nerede bu hediye? Eğer geçmişi düşünebilme becerimizi kısa süreliğine, öğrenmek ve gelişmek için geleceği düşünebilme becerimizi de yaratmak ve motive olmak için sadece belirli zaman dilimlerinde bir araç olarak kullanırsak işte o zaman bu özelliğimiz çok büyük bir hediye olur. 🙂 Bunu bildiğimiz kadarıyla yapabilen başka bir canlı yok. Bunu yönetebilmeyi başardığımız zaman ŞİMDİ’nin mucizesinden çok daha fazla yararlanabiliriz. Peki nedir şimdinin mucizesi? Şimdi ben ŞİMDİ’nin mucizesini bu yazıya sığdıramam 🙂 Ama eğer hâlâ okumadıysanız Echart Tolle’nin Şimdi’nin Gücü kitabını okumanızı ve hâlâ başlamadıysanız düzenli meditasyon yapmaya başlamanızı tavsiye ederim.
Sevgi ve sağlıkla ilerleyin…
NLP Eğitmeni & ICF PCC Yaşam Koçu
Arzu Bıyıklıoğlu