BiR ASKERiN MUTLULUĞU

BiR ASKERiN MUTLULUĞU

 

Bir asker nasıl mutlu olabilir? Ben de bilemedim. Mutluluk üzerine bu kadar araştırma yaptım, yazılar kitaplar yazdım ama bir asker "Konu mademki mutluluk, askerdeyim, bunaldım, nasıl mutlu olacağım?" diye mesaj atınca öyle kalakalıyor insan…

Akşam sosyal medyadan gelen yüzlerce mesaj arasından nedense elim seçiverdi bu askerimizin mesajını ve mesaj kutusunu açtığımda işte karşılaştığım bu soruyla dondum kaldım… Sonra başladım sohbete daha 20 yaşında, gencecik askerimle…

–          Merhaba askerim nerde askersin, kaç yaşındasın?

–          20 yaşındayım, doğuda askerim, daraldım haliyle…

–          Askerde mutlu olmak kolay değil tabii ki, hele bu dönemde… Ama askerden önce mutlu muydun gerçekten?

–          Nasıl desem ki, mutlu gibiydim ama %100 mutlu muydum şüpheli…

–          Askerim, mutluluk insanın kendi içinde kendiyle barışık olmasıdır, kendini sevmesi, kendine değer vermesi, koşullar ne olursa olsun güvenecek, inanacak içsel bir gücünün olmasıdır. Tanrıya teslimiyetle güvenmesidir. Hayat her an pozitif olmaz, artı ve eksiler hep var olacak. Mühim olan dengeyi yakalamak güzel insan.

–          Ben mesela hep gülerim her şeye ama derdimi içimde yaşarım.

–          Bunlar derin konular askerim, burada mesaja sığmaz. Yeri gelir bir yaşam harcar insan mutluluk için.

–          Hep çevremdekiler, senin hiç derdin yok mu diyor. Uzun ya aslında benim hikâye… Epey karmaşık 🙂

–          Sen daha çok gençsin, benim oğlum yaşındasın neredeyse. Önünde daha uzun yıllar var. Ve sen bir gün bu mesajlaşmamızı hatırlayıp mutlu olacaksın bir daha… Sana bir tavsiye vermemi ister misin?

–          Tabii..

–          Allaha inanır mısın?

–          Elhamdülillah.

–          Güvenir misin peki?

–          inancımız var yani…

–          Çok güzel askerim, güvenin tam olsun, bu güven askerde sana huzur getirir

–          Yani Allaha inanıyoruz da, içki de içiyoruz, yemediğimiz halt kalmıyor bir yandan. Aşırı derecede bir iman gücü nakli lazım sanırım bana abla… 🙂

–          Biliyor musun Allahın çok sevdiği kulusun, bak yüzlerce mesaj beklerken sen benimle konuşmak istedin ve konuşuyorsun 🙂 Bir de buradan bak hayata… Yaptığın o yanlışlar da her ne ise Rabbin tövbeni kabul eder. şimdi tek bir gönülden tövbe ve iyi güzel insan olma yolunda ilk adımdır. Kendiyle önce samimi olmalı insan ki sonra Rabbiyle de samimi olabilsin. Allah samimi kulu sever, her anda onun yanında olur.

–          Valla süpersiniz ya… istanbul'da nerdesiniz? Valla askerden sonra gelirim yani kitap almaya, oturup konuşmaya… içimi aydınlattınız.

–          Etiler.

–          Allah kısmet ederse gelirim çünkü birisine içimdekileri haykırmak istiyorum. 🙂

–          Allaha emanet ol genç güzel insan olma yolcusu. Askerden sonra gel ben sana kitaplarımı hediye ederim, sohbet ederiz 🙂 Her şeye gücü yetenin ışığı seninle olsun.

–          Mükemmel insansınız vallahi. Asker duası kabul olur derler, ne kadar doğrudur bilmiyorum ama dualarınız dilekleriniz yerine ulaşıp kabul olsun.

–          Bir insan birine mükemmel güzel diyorsa o kendi içindeki güzelliği mükemmelliğin yansımasını görmüştür… Amin duaların için… Senin de duaların kabul olsun. Allaha emanet ol askerim.

–          Türkiye'de onca insan varken ilk defa bir insanın bir insana yardım ettiğini gördüysem bu insan cidden kocaman bir yüreğe sahip. Allah size gönlünüzden geçeni versin, önce Allaha sonra ailenize emanetsiniz (ve çok güzel gülen bir fotosunu eklemiş altına da artık hep içten güleceğim yazmış :))

–          Harikasın askerim 🙂 Senin farkındayım ve seni seviyorum.

–          Allah razı olsun abla, hayırlı geceler 🙂

–          Senden de Allah razı olsun.

 

işte aramızda geçen mesajlaşma tam olarak böyleydi ve konuşmamız bittiğinde kendimi tutamadım, gözlerimden yaşlar boşaldı ince ince… Peki neydi beni ağlatan? Aslında askerim mutlu olmuştu konuşabildiği için bana ulaşabildiği için, yüreğine de bir parça mutluluk serpilmişti… Peki ben niye ağlıyordum?

 

Ağlıyordum çünkü bana gönderdiği fotoğrafta gencecik 20 yaşında bir melek bana bakıyordu, arkasında duran tankın topuna rağmen o bana gülerek bakıyordu ve içten samimi gülüyorum diyordu… Ona saygımdan dolayı şimdi sizinle o fotoğrafı izinsiz paylaşamıyorum… Savaşa karşı hazırlıklı bekleyen, savaş için eğitilmek durumunda kalan gencecik bir yüreğin, daha kendini bile bulamamış, hayatı henüz anlamlandıramamış taze bir yüreğin gülümseyen yüzü…. Ve savaş dediğin nedir? insanın insana zulmü… Bu dünyada kimse etmedi insanın insana ettiğini…  Barışın yeşerdiği bir dünya istiyorum, mümkün mü? Değilse bile yine de barışın yanında olmaya, barış yeşersin diye onu sulamaya devam edeceğim… Savaşın karşısında durup onu beslemek yerine barışın içinde olacağım barış ve sevgi çoğalsın diye… Lanet okumayacağım savaşa, çünkü andığın şey, karşısında durup direndiğin şey çoğalır… Ben barışın ve sevginin içinde olacağım… Selam olsun tüm askerlerimize!

 

Sevgi ve sağlıkla ilerleyin…

Arzu Bıyıklıoğlu

NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu