Her insanın bulunduğu farkındalık seviyesi ve geçmişinden gelen zihin kayıtlarının farklılığı onun neden öyle olduğunun cevabıdır. Her insan kendi içinde bir dünyadır ve dünyasına sımsıkı bağlıdır. Hiç kimse gelip, başkasının dünyasına eline sokup, bir odayı kendi isteğine göre düzenleyemez ya da temizleyemez. Her insan kendi dünyasına kendisi hâkimdir. Bunu anlayabildiğinde insan başkalarına akıl vermekten ve yargılamaktan kurtulur. Tabii ki bu da bir anda olacak bir şey değildir; bunun için de insanın kendi zihnini eğitmesi gerekir.
Bugün bizim üzerinde duracağımız konu; başkalarına sürekli akıl vererek, yardım amacıyla onları düzeltmeye, değiştirmeye çalışmanın ne kadar da boş olduğunu hatırlamak. Düşünsenize; size doğru olan, hatta genele göre de doğru olan bir yöntem var ve siz bunu biliyorsunuz. Karşı tarafa da aynı aklı verip onun da öyle yapmasını istiyorsunuz; fakat o bir türlü bunu anlamıyor ve sizin dediğiniz gibi yapmıyor. Zorlama akıl işe yaramıyor. Hatta o kişiyi daha da kötü bir duruma itiyor olabilirsiniz. Kişi hazır değilse, farklı bir zihin programındaysa, farklı bir bakış açısındaysa size "evet" dese bile yine kendi bildiğini yapacaktır. işte bu noktada geri çekilmek ve o kişinin kendi gelişim sürecine saygı duymak en güzelidir.
Eğer sık sık başkalarının yanlışlarını düzeltmek için akıl veriyor, müdahale ediyorsanız. Bir adım geri çekilip durun ve dikkatinizi kendinize yöneltin. Herkesin kendi dünya deneyimini yaşamasına izin verin. Eğer kendinizi sevdikleriniz için öğretmen konumunda, kurtarıcı konumunda görüyorsanız; böyle bir gücünüz olsa bile öğrencinin hazır olmasını beklemelisiniz. 🙂
Sevgi ve sağlıkla ilerleyin…
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu