Biz insanlar sürekli olarak sınırsız mutluluğun peşinde koşup durmaktayız. Bu mutluluğu tatmak ve onda kalmak için maddelere, etiketlere, kişilere yöneliriz. Arzularımızı gerçekleştirmek ve bir şeylere sahip olmak isteriz. Ama bunlar gerçekleşse bile görüyoruz ki avuçladığımız su gibi parmaklarımızın arasından sızıp giden bir mutluluk var. O bizde hiç kalmıyor, hep misafir.
Çünkü sınırlı bir şeyle sınırsız bir mutluluk yaşamak mümkün değil. Madde, beden, zihin sınırlı. Sınırsız bir mutluluk sınırsız olanla, sonsuz olanla bağımızı hatırladığımızda ve kuvvetlendirdiğimizde mümkün. Her insan sezgisel olarak derinlerde bir yerde bu bağı az ya da çok hisseder. Ve her insan hayatında mutlaka bu yaşadığımız mavi gezegenimizde gördüğü formların ardındaki özü, sonsuz olanı bir an da olsa deneyimlemiştir. Belki dua ederken, bir mucize yaşarken ya da doğada seyrederken. Belki de bir kedinin ya da bir bebeğin gözlerine dalarken… Bunun adına kimi vecd der, kimi huzur, kimi mutluluk ya da kimi de aşk. Bunlar sadece isimdir. Bu anların hepsinde zihin devre dışı kalmış, beden durmuş, ruh sonsuzla iç içe geçmiştir. İşte, bu an meditasyon halidir.
6 Eylül sabahı 09.00’da benimle birlikte JOYFULNESS’a katılarak küçük ama ruhun için derin bir adım atmak istersen seni aklımın saygısıyla, kalbimin sevgisiyle bekliyorum.
