Mutsuz bir hayatın içinden çıkmaya çalışan bir insan varmış. Her gün Allah’a dua edermiş. “Allah’ım bana yardım elini uzat, birisini gönder ya da bir şeyleri değiştir de çıkayım bu hayatımdan, mutlu olayım” dermiş. Bir gece rüyasında bir melek gelmiş. Çok güzelmiş, ışıl ışıl parlıyor, gözlerinin içi gülüyormuş. Onu elinden tutup kendi düş bahçesine, cennetine götürmüş. Uzun uzun gezmişler, o insan gezdiği her düş bahçesinde kendinden bir parça bulmuş, gözü gönlü açılmış adeta mest olmuş. Sonra melek, ona gitme vaktinin geldiğini söylemiş. İnsan “hayır gitme, beni de cennetine, düş bahçene al” demiş ve derken rüyadan uyanmış… Uyandığında bir yandan cenneti kaybetmenin acısını yaşarken içinde bulunduğu hayatın cehennemini daha da fark etmiş. Belki tekrar meleği yakalarım diye hemen bir daha uykuya dalmış. Biraz derinlere indiğinde yine meleği karşısında görmüş. Hemen meleğe tekrar seslenmiş “beni de al, beni de al cennetine, düş bahçene lütfen” diye. Melek yanına yaklaşmış ve kulağına fısıldamış. “Bende gördüğün senin kendi cennetindir. Cennetini gördüğünde içinde bulunduğun cehennemim ateşini daha çok hissettin. Şimdi, yüreğinde yapacağın bir seçimle ya kendi cennetine, düş bahçene bir köprü inşa edeceksin ya da cehennemimde kalmak için bahanelerle yeni çapalar atacaksın diplere. Ben her zaman seni cennetinde bekliyor olacağım. Seçim senin” demiş ve uçmuş gitmiş.
Hepimizin hayatında kötü dönemler olmuştur, yanlış seçimler, yanlış kararlar, hatalar… ve cehennem gibi günler, aylar hatta yıllar… O anlarda etrafımızda cennetler de görmüşüzdür, bize ait olmayan başkalarının cennetleri. Belki gıcık oldunuz, belki özendiniz, belki de kıskandınız o cennetleri. Aslında başkasında görebildiğimiz cennetler de bizim cennetimizdir, eğer görebiliyorsak, fark edebiliyorsak onlar da bizimdir. Bizim yansımamızdır.Ve bizlere “bak cennet burada, hadi kurtul yarattığın, kendini hapsettiğin cehenneminden, gel, gel buraya” diye seslenirler. İşte, o an tekrar seçim zamanıdır. Cennete köprü inşa etmek ya da bahanelerle daha fazla cehennemimize çapa atmak arasında karar almak gerekir. Çapa atmak, bahane bulmak daha kolaydır ama acıdır. Cennetine, düş bahçene gitmek istiyorsan köprü işi daha meşakatlidir ama sonu tatlıdır. 🙂
Hiçbir yerden herhangi bir şekilde sana gelecek yardım yok, sadece mesajlar gelir, ışıklar, melekler gelir; ama hepsi de sana sadece yolu gösterebilir, cennetinin varlığının, bir anlık da olsa, tadını aldırır. Yapacak olan sensin. Ve ihtiyacın olan güç içinde kullanılmayı bekliyor. Eğer bir an bile olsa cennetini görebildiysen, bir an bile tadına bakabildiysen o güç senin içinde mevcuttur.
Sevgi ve sağlıkla ilerleyin…
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu